Yağlı Ballı Ekmek

Daha mini minicik bir insandı. Dünyanın tadına bakalı hepi topu birkaç yıl olmuştu. Etrafı hep kalabalıktı, ne çok ses, ne çok insan vardı. İçlerinden birine sımsıkı bağlıydı, görünmez iplerle hem de. Çok seviyordu, tarifini sorsanız, bilemezdi; hangisini daha çok seviyorsun deseniz, utanır, sıkılır, ikisini de derdi. Ama asıl ondan uzaklaşmak, ayrı kalmak başkaydı.

Her sabah zordu, her uyanış ve her ayrılış. Neden içi hep bir sıkışıktı? Ne diye her sabah ayrılıyorlardı, erkenden yatağından çıkıp soğuğu hissediyordu? Hasta olup evde kalsaydı keşke.

Tereyağlı ballı ekmek yemek zorunda kalıyordu gittiği yerde. Hiç sevmiyordu. Masada hep en sona ve tek başına kalıyordu, yine de yemek istemiyordu. Oradaydı, bir şeylerin yolunda olmadığını hissediyordu, kalbinde batma gibi bir şey, ekmek ağzında büyük büyük, karnı hareketli, anlamıyordu.

Küçüktü ve haklıydı.

Böyle böyle büyüdü.

Yıllar sonra en çok hatırladığı şey kavuşmaların nasıl özlemle ve heyecanla olduğu değil, ayrılışların ve bekleyişlerin ne kadar zor olduğuydu. Bu öyle acı verici bir döngüydü ki, sanki hiçbir kavuşma onu yatıştırmaya yetmiyordu.

Ayrılığın burukluğuna takılıp kalmıştı.

Nasılsa yarın sabah tekrar ayrılacaktı.

Nasılsa yine gidecekti.

Öyle de oldu. Daha bu ilişkinin hayatındaki anlamını, ağırlığını, yoğunluğunu, yorgunluğunu keşfedememişken, oralara hiç bakmamışken, bir kez daha sabah oldu.

Ve huzurla ayrılıp heyecanla kucaklaşmayı bir türlü beceremediği kaynaktan, kendi hayatının son bulacağı güne kadar ayrıldı. Bir derin nefes aldı, artık ayrılmak diye bir dert kalmamıştı. Biliyordu, elbet bir gün buluşacaklardı.

O günden sonra kavuşma özlemi ve yatışma umuduyla geçti her sabahı, her akşamı.

O görünmez ipler hiç kopmadı. İlk ilişkisinin ne anlama geldiğini herkesle ve her şeyle olan ilişkisinde öğreniyordu. İzlerini sürüyor, içine bakıyor ve iyileşmeyi deniyordu.

Daha da büyüdü.

Her şey geldi, geçti.

Hayata dair her ne varsa sevdi, güldü, eğlendi, ağladı, sızladı, kabul etti de şu tereyağı ve bal bir türlü bir araya gelemedi, ikisini de hiç sevemedi.